top of page

Araştırma Blogu

  • Yazarın fotoğrafı: Murat BARIŞ
    Murat BARIŞ
  • 31 Oca
  • 1 dakikada okunur
ree

Donald Trump'ın 2024 ABD başkanlık seçimlerini kazanarak ikinci kez başkanlık koltuğuna oturması, dünya genelinde çeşitli beklentilere ve endişelere yol açmıştır. Trump'ın önceki başkanlık dönemindeki politikaları ve seçim kampanyasında verdiği vaatler, uluslararası ilişkiler, ekonomi ve güvenlik alanlarında önemli değişikliklerin sinyalini vermektedir.​


Trump'ın "pragmatik izolasyonizm" yaklaşımını yeniden benimsemesi beklenmektedir. Bu politika çerçevesinde, ABD'nin uluslararası anlaşmalara ve ittifaklara olan bağlılığında azalmalar görülecektir. Özellikle NATO ve Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşlarla ilişkilerde gerilim yaşanması muhtemeldir. Orta Doğu'da ise İsrail ile güvenlik iş birliğinin artırılması ve İran'a karşı daha sert bir tutum sergilenmesi öngörülmektedir.


Trump'ın seçim kampanyasında vurguladığı gibi, ithalat vergilerinin artırılması ve uluslararası ticaret anlaşmalarının yeniden müzakere edilmesi planlanmaktadır. Bu adımların, küresel ticaret dinamiklerini etkileyerek özellikle Çin ve Avrupa Birliği ile ticari ilişkilerde gerginliklere yol açabileceği düşünülmektedir. Ayrıca, ABD iç pazarının korunmasına yönelik politikaların, küresel tedarik zincirlerinde değişikliklere sebep olması beklenmektedir.


Trump'ın, yasa dışı göçmenlerin sınır dışı edilmesi ve sınır güvenliğinin artırılması yönündeki vaatleri, göçmen toplulukları ve insan hakları savunucuları arasında endişelere neden olmaktadır. Bu politikaların uygulanması, ABD'nin komşu ülkeleri ve uluslararası toplumla ilişkilerini etkileme potansiyeline sahiptir. ​


Trump'ın fosil yakıtların kullanımını genişletme ve çevre düzenlemelerini gevşetme planları, küresel iklim değişikliği ile mücadele çabalarını olumsuz etkileyecektir. Bu durum, uluslararası iklim anlaşmalarına ABD'nin katılımını ve taahhütlerini sorgulanır hale gelmesine neden olacaktır.


Donald Trump'ın ikinci başkanlık dönemi, dünya genelinde diplomatik ilişkiler, ticaret politikaları ve küresel güvenlik dengeleri üzerinde önemli etkilere sahip olacaktır. Uluslararası toplum, Trump yönetiminin politikalarını yakından takip ederek, olası değişikliklere karşı hazırlıklı olmalıdır.

  • Yazarın fotoğrafı: Murat BARIŞ
    Murat BARIŞ
  • 26 Ara 2024
  • 2 dakikada okunur
ree

2025 yılı, dünyanın çeşitli zorluklar ve fırsatlarla karşı karşıya kaldığı bir dönemin olacağını göstermektedir. Teknoloji, çevre sorunları, uluslararası ilişkiler ve ekonomik gelişmeler, bu yılın öne çıkan başlıklarından bazıları olacaktır. Peki, 2025'te dünyayı hangi konular meşgul edecek?


Teknolojik Dönüşümün Hızlanması

2025, yapay zekâ ve otomasyon teknolojilerinin çeşitli endüstrilerdeki etkisinin derinleştiği bir yıl olacaktır. İleri seviye yapay zekâ uygulamaları, özellikle sağlık sektöründe hastalıkların erken tanısı ve tedavisinde çığır açacağı bir yıl olabilir. Bununla birlikte, otonom aracıların yaygınlaşmasıyla birlikte ulaşım sistemlerinin önemli bir dönüşümüne tanıklık edeceğiz. Blockchain tabanlı finansal sistemler ve merkez bankası dijital para birimlerinin yaygınlaşması, küresel ekonomide yeni paradigmalar ortaya çıkaracaktır.


Çevresel Zorluklar ve Sürdürülebilirlik

İklim değişikliğinin etkileri, 2025'te daha da belirgin hal alacaktır. Kuraklık, orman yangınları ve aşırı hava olayları, devletleri ve uluslararası toplumu acil adımlar atmaya zorlayacağı bir yıl olacaktır. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik yatırımlar artarken, karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik politikalar daha şeffaf ve etkili hale gelecektir. Aynı zamanda, dünya liderlerinin 2025 İklim Zirvesi'nde alacakları kararlar, geleceğin sürdürülebilirlik gündemini şekillendirecektir.


Uluslararası İlişkiler ve Güvenlik

Küresel güç dengesinde yaşanan değişiklikler, 2025'te uluslararası arenada çekim merkezi olacak. ABD, Çin, AB ve Hindistan gibi aktörler arasındaki rekabetin yeni boyutlar kazanması beklenmektedir. Teknoloji ve ekonomik alandaki rekabetin yanı sıra, siber güvenlik tehditleri ve yapay zekâ tabanlı silah sistemlerinin yaygınlaşması, uluslararası barışı koruma çabalarının öncelikli konularından biri olacak.


Ekonomik Belirsizlikler ve Yeni Modeller

Dünya ekonomileri pandemi sonrası toparlanma sürecindeyken, 2025 yılı ekonomilerinde dijitalleşme ve yeşil ekonominin etkileri hissedilecek. Bazı bölgelerde gelir eşitsizliği artarken, diğer yandan sosyal politikalarla bu farkın kapatılması için yenilikçi adımlar atılmasını sağlayacaktır. Ayrıca, yapay zekâ ve otomasyonun istihdam üzerindeki etkileri, yeni mesleklerin ortaya çıkmasını sağlarken mevcut işgücü pazarında önemli dönüşümlere yol açmaya devam edecektir.


Sosyal ve Kültürel Değişimler

Küreselleşen dünya, sosyal medya ve dijital platformlar, bireylerin günlük yaşamını daha fazla şekillenmesine neden olmaya devam edecektir. Eğitimde uzaktan öğrenme teknolojilerinin ilerlemesi, eğitim sistemlerini küresel çapta yeniden tasarlamaya zorlayacağı bir yıl olacaktır. Genç nesiller, iklim aktivizmi ve sosyal adalet hareketlerinde daha önemli roller üstlenmeye devam edecektir.


2025 yılı, hem çılgın fırsatları hem de ciddi tehditleri beraberinde getiren bir yıl olacaktır. Teknoloji, iklim değişikliği, uluslararası ilişkiler ve toplumsal değişimlerin öne çıktığı bu dönemde, dünya liderlerinin alacağı kararlar ve bireylerin kolektif çabaları geleceğimizi şekillendirecektir.


  • Yazarın fotoğrafı: Murat BARIŞ
    Murat BARIŞ
  • 25 Eyl 2024
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 26 Eyl 2024

ree

Günümüzde insanlık, savaşların ve çatışmaların yıpratıcı etkileriyle başa çıkmaya çalışmaktadır. Tarihte sayısız savaş yaşanmış, toplumlar derin yaralar almış ve insanlık onuru zedelenmiştir. Ancak, savaşsız yeni bir dünya düzeni kurma fikri, barış ve uyum içinde bir arada yaşama arzusunu hep dile getirilmiştir. Bu makalemde, savaşsız yeni bir dünya düzeninin nasıl kurulabileceğine dair bazı unsurlar üzerinde durmak istiyorum.


  • Eğitim ve Farkındalık

Savaşsız yeni bir dünya düzeni için ilk adım elbette, toplumları eğitmek ve bilinçlendirmekten geçmektedir. Milliyetçilik, ırkçılık ve aşırı unsurlara karşı, barış eğitimi, bireylerin hoşgörüsünü, empati ve anlayış geliştirmesine yardımcı olacak faaliyetlerin yaygınlaştırılması genç nesillere, farklı kültürlerin zenginliklerini ve çeşitliliğini öğretmek, savaşların kökenindeki korku ve cehaleti ortadan kalkmasını sağlayacaktır.


  • Diplomasi ve İletişim

Uluslararası ilişkilerde diplomasi ön planda tutulmalıdır. Ülkeler arasındaki sorunları çözmenin en etkili yolu, diyalog ve müzakere yöntemleridir. Savaş yerine pazarlık yapmak, ilişkinin güçlenmesine ve problemin barışçıl bir şekilde çözülmesine olanak tanımaktadır. Ayrıca, uluslararası kuruluşların etkinliği artırılmalı ve bu tür örgütler aracılığıyla ülkeler arasında iş birliği teşvik edilmelidir.


  • Ekonomik Eşitlik

Savaşların bir diğer nedeni de ekonomik eşitsizliklerdir. Dünya genelinde yoksulluk, adaletsizlik ve kaynakların dengesiz dağılımı, çatışmaları besleyen etmenlerin başında gelmektedir. Savaşsız yeni bir dünya düzeni için, küresel ekonomik sistemde reformlar yapılmalı, adaletli bir ekonomik dağılım sağlanmalı ve tüm bireylere eşit fırsatlar sunulmalıdır.


  • Çevresel Sürdürülebilirlik

İklim değişikliği ve çevresel sorunlar, ülkeler arasındaki gerilimi artmasına neden olmaktadır. Savaşsız yeni bir dünya için çevresel sürdürülebilirlik kritik bir öneme sahiptir. Doğal kaynakların korunması, yeşil enerjiye geçiş ve çevre dostu politikaların benimsenmesi hem barışı koruyacak hem de gelecek nesiller için yaşanabilir bir dünya bırakacaktır.


  • Kültürel Değişim ve İşbirliği

Kültürel değişim ve işbirliği, uluslararası ilişkileri güçlendiren ve karşılıklı anlayışı artıran unsurlardır. Farklı kültürlerin bir araya gelmesi, önyargıları kırarak dostluk bağlarının gelişmesini sağlayacaktır. Kültürel projeler, sanat etkinlikleri ve değişim programlarıyla ülkeler arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi teşvik edilmelidir.


Sonuç olarak savaşsız yeni bir dünya düzeni kurmak, tüm insanlığın ortak sorumluluğudur. Barış, adalet ve eşitlik ilkelerine dayanan bir yapı inşa etmek, sadece hükümetlerin değil, bireylerin de çabalarını gerektirir. Eğitimden diplomasiye, ekonomik eşitlikten çevresel sürdürülebilirliğe kadar geniş bir yelpazede atılacak adımlar, savaşların önlenmesine ve kalıcı barışın sağlanmasına katkı sağlayacaktır. İnsanlık, geçmişte yaptığı hatalardan ders alarak, daha huzurlu ve uyumlu bir dünya için elini taşın altına koymalıdır. Unutmamalı ki daha adil ve yaşanabilir bir DÜNYA mümkündür.

İletişim Bilgileri

  • LinkedIn
  • X
  • Facebook
  • Instagram

Gönderdiğiniz için teşekkürler!

©2024 Designed by Murat BARIS

bottom of page